Merhaba ben Abdullah. Sizlere geçen yaz başından geçen bir olayı aktarmak için bu yazıyı kaleme alıyorum.
Daha önce yazdığım gibi; adım Abdullah, 27 yaşındayım. Doğduğumdan beri Hollanda'da yaşıyorum. 1.80 boyunda 70 kilo esmer sıradan bir Türk erkeğiyim. Burada yaşadığım süre boyunca hem kökenim, hem de dış görünüşümün genele hitap etmeyen özelliklerinden dolayı pek fazla kız arkadaş edinemedim. Genelde cinsel ihtiyaçlarımj ya gece kulüplerinde tanıştığım, burada pek yüzüne bakılmayan ama bana göre gideri olan kadınlarla ya da Türkiyeye yaz tatillerine geldiğimde tatil sırasında tanıştığım kadınlarla gideriyordym. Uzun soluklu, duygu odaklı bir ilişkim olmamıştı hiçbir zaman. Bunun eksikliğini ziyadesiyle hissediyordum. Zira artık 30'a pek bir şey kalmamıştı. Geçen sene maddi açıdan çok zor duruma düştüm. Yazılımcıydım ve çalıştığım şirket iş hayatına son vermişti. Ben de ortada kalmıştım. İş aramak için fazla zamanım da yoktu. Yalnızdım, elimdeki mevcut para sınırlıydı. İş arama sürecinde destek olacak bir ailem olmadığı için işi çalışırken aramaya karar verdim. Bir otelde bellboy olarak iş buldum. Birkaç gün içinde işe başlamıştım. Aslında benim için iyi de olmuştu. Genelde ofis ortamında sürekli aynı yüzleri görüyor, sıkıcı bir iş yapıyordum. Yeni ve geçici işimde ise sürekli yeni insanlarla iletişimdeydim. İşe başlayışımın ikinci haftasında otele bir kadın geldi. 1.75 boylarında tahminimce 60 kilo civarında, sarışın, yeşil gözlüydü. Ama ilgimi çeken tek şey bu özellikleri değildi. Aynı zamanda çok güler yüzlü, pozitif enerjili bir insandı. Geldi, otele giriş işlemlerini yaptı. Ona odasına çıkarken ben refakat ettim, bavullarını taşıdım. Odaya önce o girdi. Bavullarını nereye bırakmam gerektiğini söyledi. Söylediği gibi yatağın yanına bıraktım. Bana laptop'ında bir sorun yaşadığını otelde bununla ilgilenebilecek birinin olup olmadığını sordu. Bakabileceğini söyledim. Bıos kaynaklı, tarafımca kolay çözülebilecek bir sorundu. 10 dakika kadar uğraşmamun ardından bilgisayar eskisi gibi oldu. Bu duruma bayağı şaşırmıştı. "Bilgisayarlardan anlıyorsun galiba." dedi. Yazılımcı olduğumu söyledim. Burada ne aradığımı sordu. Ben de olanı anlattım. Üzüldü biraz veya öyle gibi yaptı. Beni sevmişti. Adımı sordu. Abdullah dedim. Aynı şekilde ben de ona sordum. Adının jasmijn olduğunu söyledi. Benden istediğini başka bir şey olup olmadığını sordum. Hayır dedi. Para vermek istedi, almadım. İyi günler anlamında kafa sallayarak çıktım odasından. Bütün gün aklımdaydı. Önümüzdeki üç gün süresince onu hiç görmedim. Tanışmamızın üzerinden günler geçmişti fakat ben onu tanışma sonrası bir daha hiç görmemiştim. Acaba aramızda oluşan diyaloğu fazla mı ciddiye almıştım? Böyle düşünürken birgün mesai sırasında Jasmijn yanıma gelip selam verdi. Haftasonu işimin olup olmadığını sordu. Yok dedim tabii ki. Benimle evinde bir yemek yemek istediğini söyledi. Bu şehirde yani Amsterdam'da yaşamıyordu. Buraya iş amaçlı gelmişti. Teklifini kabul ettim. O günü iple çekiyordum. Sayılı gün çabuk geçti ve görüşeceğimiz gün geldi. Alkmaar'da yaşıyordu. Aşağı yukarı yarım saatlik bir otobüs yolculuğunun ardından orada olacaktım. Otobüsle Alkmaar'a geçtim ve açık adresini aldım. 15 dakika sonra kapısının önündeydim. Güler yüzlü bir şekilde kapıyı açtı,elimdeki şarabı aldıktan sonra beni salona doğru yöneltti. Sofrayı hazırlamıştı ve yemekler çok güzel görünüyordu. Rutin muhabbetin ardından yemeğe geçtik. Yemek sırasında birbirimize geçmişteki hayatlarımızdan, gelecekte olmasını istediğimiz şeylerden bahsediyordun. Sohbeti beni sarmıştı. Alkolün de etkisiyle birbirimize yaklaşmaya, dokunmaya başladık. Şakalaşıp gülüştüğümüz bir sırada aniden dudağıma ına bir öpücük kondurdum. Gülümsemesi kayboldu. İki saniye kadar duraksamanın ardından dudaklarıma yapıştı. Deliler gibi öpüşüyorduk. Dudaklarının tadı muazzamdı. Öpüşürken bir yandan iri göğüslerini sıkıyor bir yandan üzerindeki elbiseyi çıkartmaya çalışıyordum. Yatak odasına geçebileceğimizi söyledi. Yavaş yavaş soyunarak odasına doğru yürümeye başladım. Soyunma sırasında o da bana eşlik ediyordu ama daha yavaş davranıyordu. İki dakika sonra tamamen çıplak kalmıştım. Yatağa oturdu,beni kendisine doğru çekti. Yavaşça sikimi yalamaya başladı. Dilini sikimin etrafında dairesel hareketlerle gezdiriyor, belli aralıklarla da dudakları ile kavrayıp gelgitler yapıyordu. Zevkten uçmuştum. 20 dakikalık oral seksin ardından yatağa uzanmamı istedi. Uzandım. Üzerime çıktı. Sikimi kavradı ve ıslak amına sürtmeys başladı. Bundan çok zevk alıyordu. Bunu kasılmalarından, attığı kısa çığlıklardan, ve yüz ifadesinden anlayabiliyordum. Bir süre böyle devam etmesinin ardından benim hiç beklemediğim bir anda sikimi amına bir hamlede soktu. Gerçekten inanılmaz bir şeydi. Neredeyse bilincini kaybediyordum. Sikimin üstünde çok yüksek bir hızla deviniyordu. Sekste daha önce böyle bir şey yaşamamıştım. Artık daha ne kadar hızlanabilir diye düşünürken olduğu hızdan daha yüksek bir hıza çıktı ve bir dakika kadar sonra boşaldı. Ben çok ilginç bir şekilde hala boşalamamıştım ve sikim artık zonklamaya başlamıştı. Üzerime yığıldı. O bitmişti. Ben devam edecektim. Jasmijn'i altıma alıp çok sert bir şekilde pürüzsüz amında gidip gelmeye başladım. Ben vurdukça onun iri göğüsleri dalgalanıyor, onun güzel göğüsleri öyle dalgalandıkça ben daha da alevleniyordum. Artık son noktaya gelmiştim. Ona neresine boşalmamı istediğini sordum. Ağzıma boşal derken tekrar orgazm olmuştu. İçinden çıktın, sikimi ağzına verdim. On saniyelik küçük bir muamelenin ardından ağzına oluk oluk boşalmaya başladım. Güzel, biçimli dudakları spermlerim ile renk değiştirmişti. Yanına yığılıp bir keyif sigarası yaktım. Bana sarıldı. Çok mutluyduk ikimiz de. Altı ay sonra Rotterdam'da sade bir düğünle evlendik ve eşim Jasmijn hamile.
Okuyan herkese çok teşekkür ederim. İyi günler dilerim.